top of page

II. Meşrutiyet Dönemi ve Çok Partili Hayatı

  • Yazarın fotoğrafı: Semih Şen
    Semih Şen
  • 10 Mar 2023
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 28 Nis

Demokrasi kavramının Türk toplumu üzerinde ilk defa yerleşmeye başlaması ve demokratikleşme hareketinin görülmesi Türk devletler tarihinde Osmanlı Devleti son döneminde görülmeye başlanmış ve Türkiye Cumhuriyeti ile bu kavramlar güçlenmiştir. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti’nde demokratikleşmeyi, Osmanlı Devleti’nde demokratikleşme ile Cumhuriyet döneminde demokratikleşme dönemi şeklinde değerlendirip birbirine bağlamalıyız. Bu yazıda sadece Osmanlı Devletinin son dönemi olan İkinci Meşrutiyet döneminden bahsedilmiş ve bu dönem içerisinde yapılmış seçimlere değinilmiş; okuyucuya genel bir bilgi verilmek istenmiştir.


II. Meşrutiyet Dönemi


33 yıl boyunca sürmüş olan II. Abdülhamid yönetiminde iktidar belli başlı küçük sayılan grubun tekeline aitti. Padişahın saltanatı döneminde 28 adet sadrazam değişmişti ve entrikanın hilelerin, rüşvetlerin bolca göründüğü, yönetimin artık etkisizleşmeye başladığı ve istikrarın görünmediği bu dönemde Jön Türk hareketi kuvvetlenmiştir ve 1908 yılının Temmuz ayında bu hareket Padişah’ı yeniden meşrutiyeti ilan ettirtmeye zorlamıştır. Meşrutiyetin ilanından önce göze çarpan en önemli husus ise siyasi yaşama sadece küçük azınlığın katılıyor olmasına fırsat tanınmış olmasıydı (Birecikli, 2008;Ahmad, 2019).


3 Temmuz günü 1908 tarihinde Resneli Niyazi, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin desteğinin yanı sıra, Arnavut kökenli siviller ve 240 asker ile dağa çıkıp başkaldırmıştır. Padişaha, Manastır Valisine ve Rumeli müfettişine eşitsizliklerin önüne geçilmesi ve 1876 Anayasasının korunması talebi ile acil bir şekilde harekete geçme çağrısında bulundu. Meşrutiyet’in yeniden ilanı amacıyla Rumeli’den Saray’a telgraflar gönderilmeye başlandı ve Padişah’ın Meşrutiyet konusunda adım atmadığı görülürse bu konuda zor kullanacaklarını belirtiyorlardı.


Yaşanan bu olaylardan sonra Padişah, Şemsi Paşa’yı olayları yatıştırması için Makedonya’ya gönderdi. Şemsi Paşa harekat planı hakkında Saray’a bilgi vermek için telgraf çekiyor ve ardından postahane önünde bulunan arabasına binmek üzereyken öldürülüyor. Yaşanan bu olay meşrutiyetin ilanı yolunda atılmış pozitif bir adım şeklinde nitelendirilmektedir. Padişahın çok güvendiği paşalar arasından birinin öldürülmüş olması II. Abdülhamid’in despotluğuna yapılmış bir darbe niteliğindedir. Şemsi Paşa’nın bu ölümünden sonra ise Padişah Osman Paşa’yı olayların olduğu bölgeye gönderiyor ve Osman Paşa’da bu sefer öldürülmeyip dağa kaçırılıyor. Şemsi Paşa’nın Postahane çıkışı öldürülmesi, Osman Paşa’nın ise dağa kaçırılması, Meşrutiyet’in ilanı yolunda önemli faktörlerden sayılmaktadır.


II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Padişah tahtta bırakılmış ve hatta seçtiği nazırlar ile ülke yönetiminde bulunmasına izin verilmiştir. İlk parlamento düzeni II. Meşrutiyet yoluyla Osmanlı Devletinde görülmüş ve çok – partili yaşamın başlangıcı bu dönem olmuştur. 1908 yılında yapılmış olan seçimler ise Türk siyasi tarihinin ilk seçim tecrübesi olmuştur.


II. Meşrutiyet Dönemi Seçimleri


Türkiye Cumhuriyeti’nde siyasi parti doğuş dönemini, Osmanlı Devleti’nden devralınmış siyasi gelenek oluşum süreçlerinde aranmalıdır. Türk tarihinde Siyasi nitelikteki dernekler Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra kurulmaya başlanmışken, günümüz koşullarındaki parlamenter düzeydeki karşılığı ile siyasi partiler ise 1908 yılında ilan edilmiş II. Meşrutiyet ile fırka şeklinde faaliyetlerine başlamışlardır. Osmanlı’da dönem içerisindeki toprak sistemi sayesinde sınıf bilinci ve toplumsal sınıf gelişemediği için siyasi parti ve ideoloji temelini oluşturmuş olan farklı siyasi gruplar, Batı’nın aksinde sınıf temeli üzerinden değil, dini veya ırksal semboller üzerinden beslenmiştirler. Türkiye’de de siyasi partiler bu koşullardan etkilenerek ortaya çıkmıştır.


Bu dönem içerisinde İttihat ve Terakki Cemiyeti, siyasi parti niteliklerine uygun şekilde kurulan ilk örgüttür. Cemiyetin tüzüğünde de mülkiyet ve cinsiyet ayrımı yapılmamış, bütün toplumun çıkarlarının savunulduğu belirtilmiş, eşitlik, adalet, özgürlük, insan hakları ilkelerine değer verdiklerini belirtmişler ve amaçlarının ise meşrutiyetin geri getirilmesi olduğunu vurgulamışlardır.


II. Meşrutiyetin ilanı ile birlikte siyasi mücadeleler Osmanlı Devleti’nde hız kazanmaya başlamaktadır. Siyasi mücadelelerin siyasi partiler şeklinde organize olması ile birlikte modern çağda siyasal gelişmeler hayata geçirilmiştir. Bunun sonucunda kişilerin hak ve özgürlüklerinin ön planda bulunduğu demokratikleşme ve parlamentarizm siyasal düzeni kurulmuştur. Bu dönem içerisinde Osmanlı Demokrat Partisi (Fırka-i Bad) Türk tarihinde ilk defa demokrasi kelimesini siyasi anlam üzerinden kullanmıştır. Parti, işçiler öncelikli olmak üzere toplumun üreten kesimlerine hitap ettiği iddiasıyla meydana çıkmıştır. Meşrutiyet siyasal hayatında sadece bir muhalefet partisi olarak gözükse de demokrasi kavramının tanınıp, yaygınlaşmasında etkileri mevcuttur.


1908 yılına yapılmış olan seçim geçiçi kanun ekseninde gerçekleştirilmiştir. 1876 yılındaki Anayasa’nın ilgili hükümleri ile seçim kanununun tatbikine dair talimatname seçimin kural ve uygulanış biçimini belirlemiştir. Seçimde Prens Sebahattin’in öncülüğünde adem-i merkeziyetçi anlayışta kurulan Osmanlı Ahrar Fırkası ile İttihat ve Terakki Cemiyeti seçime girmişlerdir. Ahrar Fırkası’nın seçim zamanına dek yeterince örgütlenebilecek vakti bulunmamaktaydı. Ahrar Fırkası’nda Prens Sebahattin ve Kamil Paşa gibi tanınmış kişiler olmasına karşın İttihat ve Terakki Cemiyeti seçimi büyük farkla kazanmıştır. Ahrar Fırkası İstanbul şehrinde bir tek mebus bile çıkartamamıştı. Ahrar Fırka’sının kazandığı tek mebus koltuğu Ankara’dan aday olmuş olan Mahir Sayit Bey’indi. 1910 yılına gelindiğinde Ahrar Fırka’sı kapatılmıştır. Bu fırkanın en önemli özelliği İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne karşı örgütlenmiş ilk muhalif siyasal parti olmasıdır.


1911 yılına gelindiğinde muhalefet, iktidar partisinden ayrılanlarla birlikte gittikçe genişledi. Başlıca muhalefet partileri ve Ermeni, Rum, Arnavut, Bulgar azınlıkların sahip olduğu temsilciler Hürriyet ve İtilaf Fırkası adı altında birleştiler. Fırka üyelerinin çoğu parlamentoda üye oldukları için meclis içerisinde hemen muhalefet oluşturdular. Hürriyet ve İtilaf Fırkası, siyasi partiler tarihinin en büyük muhalefet hareketlerinden biridir. Bu parti kuruluşundan üç hafta sonra 1911 yerel seçimlerinde İstanbul’u kazanmıştır.


1912 yılında İttihat ve Terakki Partisi sindirme ve tehdit politikaları ile “Sopalı Seçim” olarak geçen seçimlere girdi. Bu seçimi İttihat ve Terakki Partisi kazanmıştır. Seçimin sonucunda muhalefet taraftarı Halaskar Zabitan Grubu sayesinde İttihat ve Terakki Cemiyeti kısa bir süre boyunca iktidardan uzak kalmak zorunda kaldı. 1913 yılı Ocak ayında ise İttihat ve Terakki Cemiyeti Bab-ı Ali baskını ile iktidarı doğrudan eline almıştır. Bu baskın Osmanlı tarihinde ilk kez hükümet düşürme eylemi olmuştur. İttihat ve Terakki Cemiyeti bu tarihten itibaren artık tam anlamıyla siyasi parti tanımını karşılamaktadır. Yaşanan olayların ardından 1914 yılında genel seçimler yapılmış ve genel seçimlere katılmış olan tek parti İttihat ve Terakki’ydi. Bu tarihten I. Dünya Savaşı’nın sonuna dek İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidarda kalmıştır.


II. Meşrutiyet döneminde yapılmış olan 1908 ve 1912 genel seçimleri ve 1911 yerel seçimleri sayesinde seçmenler partiler arası rekabet ve muhalefet kavramlarına aşina kılındı. Dolayısıyla politik cemiyetleri, siyasi partiye dönüştüren oluşumlar bu dönemde önemli bir başlangıç kazanmıştır.


KAYNAKÇA:

- Akıncı, A., & Usta, S. (2015). Türkiye’de Çok Partili Hayata Geçişte Etkili Olan İç Faktörlerin Analizi. KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 41-52.

- Ahmad, F. (2019). İttihatçılıktan Kemalizme. İstanbul: Kaynak Yayınları.

- Birecikli, İ. B. (2008). Yüzüncü Yılında II. Meşrutiyet’in İlanı Üzerine Bir İnceleme. Gazi Akademik Bakış, 211-226.

- Ahmad, F. (2020). İttihat ve Terakki 1908 - 1914. İstanbul: Kaynak Yayınları.

- Metin, A. (2021). Her Yönüyle İttihat ve Terakki Cilt - II. İstanbul: DS Yayınları.

- Elöve, M. E. (1952). İkinci Meşrutiyet Devrinin Siyasi Hayatına Bir Bakış. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi.

- Çelik, B. (2015). Osmanlı Avrupasında Seçim Deneyimleri: 1908 ve 1912 Osmanlı Mebusan Meclisi Seçimleri.

- Cansever, N., & Kiriş, H. M. (2019). Osmanlı Devleti'ne Son Dönem Siyasal Hareketler, Partilileşme ve İdeolojik Arka Plan. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 29-51.

- Dönmez, G., & Öztürk, C. (2018). İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Siyasi İktidar Anlayışı: İttihat ve Terakki Cemiyeti Bonapartist miydi? Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 201-217.

- Karpat, K. H. (2021). Türk Demokrasi Tarihi. İstanbul: Timaş Yayınları.

- Ortaylı, İ., & Erdinç, E. Ş. (2016). İttihat ve Terakki Osmanlı İmparatorluğu'nda Gizli Örgütlenmeler ve Darbeler, Hazırlayan: Alper Çeker. İstanbul: İnklap Kitapevi.



Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Beni Takip Et
  • LinkedIn
  • Twitter
  • Instagram
  • Spotify - Gri Çember

Abone Olduğunuz İçin Teşekkürler!

Semih Şen | Kişisel Blog
Semih Şen

Siyaset Bilimci

Tüm yazılarıma bu sayfadan ulaşabilirsiniz.
 

Semih Şen | Kişisel Blog

bottom of page